28 Mayıs 2007 Pazartesi

Sevgili Bilge Karasu.....

... şaşarım hep. öldürmenin, acı çektirmenin, ezmenin kötülüğünden söz eder insanlar. kendilerini ezen, ezmeye kalkan kimseler hiç mi çıkmamıştır bunların karşısına ? kimseden alınacak öcleri yok mudur? uzattıkları eli sıkmayan, vermek istediklerini tepen, geri çeviren birileri olmamış mıdır hiç? gönüllerinde yatanı herkese kabul ettirmek istedikleri olmaz mı? dünyaya kendi gönüllerindekileri, kafalarındaki düzeni bir damga basar gibi kazımayı, nasıl istemezler ? nasıl anlamazlar ki bunun tek çıkar yolu, gerekirse öldürmek, öldürmek herhangi bir nedenle elverişli görünmüyorsa acı vererek, ezerek isteneni koparmaktır. aldatmaktır, yalan söylemektir...nasıl anlamazlar bunu ?...bu iş nereye dek sürer? herhalde yalnız kalıncaya dek. bütün aynalarda kendinizi görünceye dek, herkesin gözü sizin aynanız oluncaya dek... daha doğrusu, önlerinde durmasanız da aynaların hepsi sizi gösterinceye dek; gönüllerinde olmasanız bile insanların gözleri sizden duydukları korkuyu yansıtmaktan başka bir işe yaramaz oluncaya dek... her şey, eninde sonunda, onu anlatanın (yani onu başkalarınca da özümlenir kılanın), o tek kişinin, o tek usun gördüğü, düşlediği, düşündüğü değil midir ? her şey gelip buna dayanmaz mı?herkes aldatmış, aldatmayı iş edinmiş bile olsak, kendimizi aldatmamak gerekmez mi?

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...