29 Mayıs 2007 Salı

Bilmiyorum sonra ne oldu Olric......

Bundan yıllar önceydi, olric. Sıcak bir günde, selim’le bir tepenin üstünde çalışıyorduk. Üniversite öğrencisiydik daha. Harita çıkarıyorduk.Gecekondularla dolu, ağaçlık bir yerdi. Öteki arkadaşlar evinizden, bahçenizden yol geçecek diye korkutuyorlardı zavallı insanları. Bizden çekiniyorlardı. evlerin birinden, esmer bir adam geldi yanımıza. Otobüs biletçisiymiş. İçimizde en gösterişli olarak selim’i bulduğu için, ona yaklaştı; onunla saygılı bir tavırda konuştu. Dereden tepeden bahsettiler. Biletçinin güzel bir kızı vardı: Biletçi gibi esmer. Çok genç ve utangaç gülümseyişli bir kız. İkimize kahve yapıp getirdi; yanında da su. İyi yıkanmış çiçekli bardakların dış yüzlerindeki su taneciklerini şimdi bile görür gibi oluyorum. Ve biliyorum ki, selim de sağ olsaydı, içtiğimiz suyun serinliğini böyle anlatırdı bana. Sonradan selim’e takılmıştı çocuklar: Adam kızını sana vermeyi düşünüyor, seni gözüne kestirdi. Ne yazık. O zaman yanlış tanıttım kendimi Selim’e. Ben de çocuklarla birlikte güldüm. Evin gölgelik yamacına oturdular biletçiyle birlikte, bize de sırtlarını döndüler. Uzun uzun konuştular. kim bilir ne konuştular? Ben yalnız suyu ve kahveyi hatırlıyorum. Bu sözlerimi duysa çok şaşardı Selim. Bana kalırsa adamla konuşurken de, biz onunla alay ederken de, kısa bir süre için bile olsa, biletçinin kızıyla evlenmeyi düşünmüştür! Ve bunu düşündüğünü hiç unutmamıştır. Bana kalırsa çok güzel, kimseyi incitmeyecek bir şekilde düşünmüştür bütün bunları. Ben o zamanlar, selim’le ciddi bir tavırla konuşan herkesi, onun ciddiye aldığını anlamıyordum. Ve bunun dışında herkesten kuşkulandığını göremiyordum. Gülmek, onun için bir korunma aracıydı. Bunu geç anladığım için de cezamı çekmeliyim olric. Hiçbir şeyi unutmadı ve her olaydan, hayatının sonuna kadar rahatsız oldu. Mümkün olsaydı biletçinin kızıyla ve yolda gözünün ucuyla gördüğü her kızla evlenirdi. Biletçiyle ve herkesle dost olurdu. sözün gelişi değil, gerçekten yapardı bunu. Bunu yapamayacağını anlayınca, Selim olarak yaşamanın imkansızlığını görünce, hayatın hızlı akışı içinde, küçük anları sonuna kadar yaşayamayacağını sezince, önce büyük bir ümitsizlik ve korkuya kapıldı; bütün gücüyle varlığını korumaya çalıştı. sonra da... Bilmiyorum olric, sonra ne oldu. Okumalıyım, öğrenmeliyim. Belki de işin sonunu hiçbir zaman bilemeyeceğim./

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...