28 Temmuz 2017 Cuma

Birbirimizi seviyor ya da önemsiyor ; zeki,  kültürlü ya da duyarlı bulabiliyor olabilirdik.Aşksız sevgiler aşksız dostluklar alışkanlığın gücüyle kendimizi sürüyüp götürüyordu elbet. Ama  merhamet ?Aklımıza bir duygu olarak bile gelemeyecek kadar uzaklaşmıştı bizden .Merhamet duygusu neredeyse  bizden habersiz "yitirilenler" hanesine yazmıştı kendini.Uzun aralardan sonra diyelim yeniden bir Dostoyevski romanı okuduğumuzda anlıyorduk ya da hatırlıyorduk ilişkilerimizde eksik olan o derin şeyi.Merhameti...

27 Temmuz 2017 Perşembe

Herkes, herkesin pençelenebilecek yerini çok iyi biliyor. Bu yüzden herkes birbiriyle kılıçlı kalkanlı bir arkadaşlık kurmuş. Her dostluk bir cenge dönüşebiliyor. Her an dövüşe hazır bekleyen bir gerilimi yaşıyor bütün dostluklar, birliktelikler, ilişkiler. Herkes istediği anda ötekinin hayatından çıkıp gidebilir. Hiçbir şey değişmez. Kimse kimsenin hayatında sarsıcı bir yer kaplamamış.
Herkes birbirini yaralı seviyor.
Yaralıyken seviyor...

24 Temmuz 2017 Pazartesi

"Eskiler ağlayana, söyleyene, söylenene inanmazmış, acının sükûtuna ve dile gelmezliğine inanç tammış.... Aslında ne tenha bir yer burası. Bir söz, bir hakikat bütün dünyayı, milyarları dolaşıyor da ne bir sahip, ne bir göğüs kafesi buluyor sığınıp saklanacak... Bunca doğan, söylenen ıssızlığını ve yalnızlığını alamıyor toprağın, kabirler de, ah kabirler de olmasa, dünyanın tutunacak tek taşı da olmasa daha da kayardı her şey muhtemelen."

21 Temmuz 2017 Cuma

Meymenet Sokağı-Turgut Uyar


bana köfteler hazırlayın salatalar hazırlayın bir de pencere
oturup umutla bir şeyler unutayım
siyah şarabın tadını bilirim orman gibi
siyah şarap siyah üzümlerden yapılır kokulu mahzenlerde
durdum bunları söylerim alışamadım
küçük küçük muştular üçüncü kat korkmadan aşk
en uzakta körler vardır aşk olsun derim onlara
tutarlar güneş ışığını maviye boyarlar yahut mora
gönendiklerini mi söylesem mutsuzluklarını mı
kalkalım meymenet sokağı'na varalım vaktidir

dört adam meymenet sokağı'nda durup bir eve baktılar
durdum ben de baktım ahşap bir evdi
istesek bakmazdık düşünün ama istedik baktık
kararmış tahtalarda yerleşmiş mutluluklar gördük
o bildiğimiz eskimiş güneşten dipdiri ışıklar
bir de kız gördük on altısında sevilmeyi özler
meymenet sokağı eğri büğrüydü ama loştu
görseniz loştu
meymenet sokağı'nın tadını hep bilirim ama gidemem
oturur dosya düzenlerim akşama kadar
daracık boş zamanlarımda durup sokakları düşünürüm
deniz kıyılarına inen ufak tefek sokakları
doksaniki dosya düzenlerim başlarım yeryüzünü sevmeye
alışmadığım şeyleri sevmeye çabalarım
bir vakit var yeşille beş buçuk arasında
evrenin sevişmek için yorulduğu yumuşadığı isteklendiği
ellerim kollarım sevinir ben sevinirim sokaklarda
durmaz yaşarım koyu koyu
dünyada meymenet sokağı var başka sokaklar var hep sokaklar

sokakları gerinerek sevmeye başlamaklar
ağaçlarla şaraplarla ben varım
en uzaktaki körler var aşk olsun onlara
daha ellialtı dosya var düzenliyeceğim
gökyüzünün kalkıp dudaklarıma bir değmesi var
oysa kapılar var duvarlar var perdeler var

bir bıraksalar
sonra başka şeyleri özlemeye...

19 Temmuz 2017 Çarşamba

Tahattur


Alnımdaki bıçak yarası
Senin yüzünden;
Tabakam senin yadigarın;
"İki elin kanda olsa gel" diyor
Telgrafın;
Nasıl unuturum seni ben,
Vesikalı yarim?
Orhan Veli Kanık

Mahallemdeki Akşamlar


Kımıldanır mahallemin daralan ruhu
Basma perdelerimde gün batarken
Atıp saatler süren uykusunu
Odama uzanır akasyam pencereden
Kırmızı uzak damlarda bir serinleme
Uyanır gündüz uykusundan evler
Kapılarda işleri ellerinde
Kadınlar giyinip kocalarını bekler
İyi insanların ruhudur yakınlaşır
Takunya sesleri gelir evlerden
Yalnız bu dem rahat bir dünya taşır
Bin mihnet dolu kafasında yorgun beden
Her şeyin geliş saatidir akşam
Mahallede ömürler akşamüstü başlar
Hepsi burda buluşmaya gelir akşam
Başka dünyalardan ayaklar, başlar..
GİDİŞİNİ ANLATIYORUM

Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun

Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
İnsan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder

Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay

Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş

16 Temmuz 2017 Pazar

SOKAK

İnsanlar geçiyor sokaklardan
Kendi ölüleri omuzlarında
Bir hayat nefes nefese, orman orman
İnsanlar geçiyor sokaklardan
Sevgiler taşmış, merhametler taş
Buram buram tütüyoruz taştan topraktan.

Cahit IRGAT

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...