30 Temmuz 2014 Çarşamba

20 Temmuz 2014 Pazar

İçinde bana öğüt olmasın da albayım. Ben zaten yeter derecede belamı buldum.»Hüsamettin Bey hafifçe utandı, ağzını açmadan; babam gibi. Sonra sen utanırsın onunyerine. Baba sus. Susmaz. Ya berber çantası? Allah belanızı versin. Oku Albayım oku.Bizde, herkese yetecek kadar utanç var.

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Eve gittikten bir yarım saat kadar sonra kapı çaldı. Koşarak gittim, kapıyı açtım. Şefika gelecek, “Ben vazgeçtim, fakirlik daha güzel, yaşamak istemiyorum ben o insanlarla,” diyecek diye ümitlenerek. Evrenos’tu gelen, ağlamaktan bir başkasının yüzüne dönmüş yüzümü görünce hiçbir şey demeden dönüp arkasını gitti bir süre baktıktan sonra. “Akşam maçı sizde seyredelim mi?” diyecekti, biliyorum. Demedi. Ürktü halimden. Akşam babamla, Şefika’sız, bir suç işler gibi izledik final maçını, cenaze yorgunu boynu bükük evimizin balkonunda. Klinsmann, Arjantinli Monzon’u oyundan attırınca dağıldı Arjantin. Bir de üstüne Rudi Völler kendini yere atıp yalandan bir penaltı kazandırdı takımına. O penaltıyla şampiyonluktan etti Arjantin’i Almanya. Hep Klinsmann’ın yüzünden.

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...