19 Haziran 2007 Salı

Tabiat insanı olamadım....

Hemen giyin. Çorapların yatağın altında. Pembe gömleğini giy. Kazağını geçir üstüne. Bakkaldan zarf alırsın. Yolda mesele çıkarma. Postacı sana neler yapabilir? Onu düşün, tedbirini al. Ağır ağır giyindi. Bir şey düşünmemeğe çalışarak merdivenlerden indi. Bakkaldan zarf istedi. "Buyurun üstad." Durum iyi gidiyor. "Yağmur yağacak galiba Rıza Bey." Ona Rıza Bey denince sevinir.İnsanlarla iyi geçiniyorum. Böyle söyleme, böyle düşünme; iyi şeyler düşününce biliyorsun... Mektubu postaya verdi; bir aksilik çıkmadı. Eve dönmek istemiyorum. Yollarda dolaşmak istemiyorum. Hava kapalıydı. Sonbahar gelmiş demek. Bu mevsimlerle nasıl ilgilenir insanlar? İçimin mevsimlerine de hiç uymaz şu tabiat. Onun için tabiat çocuğu olmadım, olamadım. Mevsimlere uyamadım. Duyduğum bazı belirsiz sıkıntılardan, mevsimlerin değişmek üzere olduğunu sezerim. O sıralarda kafamı bir şeylere takmamışsam tabii. Yağmur yağacak. Hüzünlü mevsim diyorlar. Peki, nerede yerdeki yapraklar? Ağaçsız bir yoldayım, ondan . Şu adını unuttuğum kızı da yağmur yağarken ağlatmıştım.Sevgi de evime ilk defa yağmurlu bir günde gelmişti: Üstümde yeşil bir gocukvardı. Sevgi, o sıralarda Nursel Hanım yüzünden sanatçılarla görüşüyordu.Onlara takılsaydım, neden duvarlarınıza balık ağları asmıyorsunuz? deseydim;sanatçı işaretleriniz nerede diye sorsaydım. Sen sanki ne yaptın? diye küçümserlerdi belki beni; işte görmemişin biri bu Hikmet, diyedüşünebilirlerdi. Ben de onlarla hırslanırdım, sonra hepsini yakalatırdım.Benimle yaptığınız tartışmaları kazanmakla sanki daha iyi bir ressam mı oluyorsunuz Nursel Hanım? Alaycı bir şekilde gülümsedi. Beni bir gören olsa...Sonra hepsini yakalatırdım: İnsanlarla uğraşamam. Soğukkanlılıkla hepsini ortadan kaldırabilirim, bütün dellileri ortadan yok edebilirim.

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...