KİTAPLIĞIN ÖNÜNDE
...
Hiçbir kitaplığın hiçbir ömre yetmediğini ben de görüyordum tabii. İnsanlar aldıkları kitapların hepsini okumayacaklarını kendileri de bilirler, ama ömürlerinin gene de böyle bir olanağı sunabileceğini düşünmek isterler. Yoksa ben de biliyordum bunca kitabın bir ömre sığmayacağını... siz daha kitaplığınızın bir yerindeyken ölüp gideceğinizi... Hiçbir gerçek kitaplık ömre sığmaz elbet. Ama asıl güzel olan da, hangi kitaba ne zaman sıra geleceğini bilmemenizdir, hatta sıra gelip gelmeyeceğini bile bilmemenizdir... Bu kendimizle oynadığımız bir oyundur. Bir de kitaplığınızla.
...
Sabah olacak birazdan. Bu gece için tek bir kitap bile seçemeden gene sabah olacak. Ben bu sabahları ne çok sevmiştim. Uykusuz sabahları. Bundan sonra birşey yazmayacağım, belki birkaç not, birkaç mektup, o kadar. Belki onlar bile değil! Neler okurum gitmeden, nelere göz atarım, neleri karıştırırım, onu da bilmiyorum. Her şeyi Rastlantı Tanrısı'nın ellerine emanet etmek istiyorum. Bir tek tanrıya inandım bugüne kadar: Rastlantı Tanrısı'na. O da bana çok kötü davrandı.
Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
“Onu şimdi size getireceğim albayım. “Dur oğlum nereye gidiyorsun?” diye telaşlandı Hüsamettin bey.“ Albayla çok tanışmak istiyorum, diye tu...
-
KİTAPLIĞIN ÖNÜNDE ... Hiçbir kitaplığın hiçbir ömre yetmediğini ben de görüyordum tabii. İnsanlar aldıkları kitapların hepsini okumayacaklar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder