28 Haziran 2007 Perşembe

Evet bu yüzden kaybediyorduk; bir çok yüzden kaybediyorduk...

Evet bu yüzden kaybediyorduk; bir çok yüzden kaybediyorduk.Bu nedenle bacaklarımın ve kollarımın ağrıması pahasına soğukkanlı olmalıydım.Kendime acımamalıydım.''Evet acımak albayım '' diye bağırdım.Henüz bağırmalarımı kontrol edemiyordum.Henüz her düşünceyi , aklıma gelir gelmez söylemek gibi yanlış davranıştan kurtulamamıştım.Kant elli iki yaşına kadar sabretmişti.Ben sabredemediğim için onun yazdığı bir kelimeyi bile anlamıyordum.Sandalyeye daha sıkı tutunarak''Düşüncelerini olgunlaştırıncaya kadar beklemelisin Hikmet '' dedim kendi kendime .Ağrılara ve kendine acımaya boş vermelisin Biraz düşündüm ve sabrettim sonra ''Bizi de bu acımak mahvediyor albayım '' dedim.Başkalarına acımakla başlayan bu tehlikeli duygu her zaman kendimize acımakla son buluyor.Kendimize acımaktan başka işlere zaman kalmıyor.Acımak ancak soyut bir düşünce olabilir.Ya da Batılılar gibi davranır insan :Acıdığı kimse için birşeyler yapar...Buradan bir yere varır.Batılılar neden bize bunları öğretmiyor? İşin esasını söyler misiniz albayım?

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...