29 Haziran 2007 Cuma

Kendini tanı derler ya ; bu sözün gerçek önemini kavrayalım.

Kendimize acıyacağımıza kendimizi tanıyalım albayım dedim.Kendini tanı derler ya; bu sözün gerçek önemini kavrayalım.Doğru dedi albayım.Fakat albayım ben kendim olalı yıllar geçmiş ;kendimi tanımadan geçen yılları unutmuşum.Onları nasıl öğrenmeli acaba? Birden ümitsizliğe düştüm.''Üzülme oğlum Hikmet '' dedi albayım.İşte iyi bir yetiştiricide böyle olmalıydı değil mi? İnsanın kendini bırakmasına engel olmalıydı.Bu yüzden de kaybediyorduk.Zaten hangi yüzden kaybetmiyorduk ki?Bunların hepsini saymak bile güçleşmişti.Fakat ümitsizliğe kapılmaktan korkmuyordum.Albayım herşeyin çaresini buluyordu.Bunun da çaresini buldu.Kendimizi başkalarına sorarız oğlum Hikmet dedi.Albayım bu kadar söyledi ; ben onun sözlerini hemen çoğalttım.Zaten her sözü çoğaltıyordum.Kötü alışkanlıklarımdan henüz vazgeçmemiştim.''Kapı kapı dolaşırız albayım'' dedim.Bizi bize anlatın, bizi durmadan kötüleyin diye yalvarırız.Bize acımayın.Bize kendimizi tanıtın.Durun acele etmeyin .Önce kendinizi tanıyın .Önce kendinizi sonra bizi kötüleyin.Bize vurun.Kendimize gelmemiz, kendimizi tanımamız için bizi iyice hırpalayın.Artık kaybedecek durumda değiliz.Bu ülkenin artık kaybetmeye tahammülü yok.Kendimizi tanıyalım da sonunda yok olalım, zarar yok.Albayım itiraz etti.''Bir uçtan öteki uca geçme hemen '' dedi.Kendini aşırı uçlar arasında kaybetme.Etmem albayım.

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...