4 Temmuz 2007 Çarşamba


Tabiatla da iyi geçinmesini bilemedim.Gene de anlayışla kabul eder beni belki.Galsworthy'nin hikayesindeki gibi , elma ağacının altına da gömmezler ki insanı.Rüzgarlı yeşil bir bayırın manzarasına karışamazki insan.Neresinden baksam uygunsuz bir görünüş.Eskiden belediye yokmuş herhalde.Herkese uygun bir köşe bulunuyormuş.Medeniyetin de bir yararını görmedim ayrıca.Tabiata dönemezsin, binaların boyunu aşan bir taş da diktiremezsin kendine.Zencilere yapıldığı gibi cenazende şarkı da söylemezler.Sıcak bir günde kara gözlükler takmış ,ceketini kollarına almış insanlar , beyaz gömlekli adamlar , başörtülü kadınlar.Hiç olmazsa gazoz içsinlerde bir serinlik kalsın içlerinde son günümden hatıra.Yalnız sıcağı ve tozu hatırlamasınlar.Hava da ne sıcak demesinler.Öğle namazında güneş yakmasın onları.İmamın kara cübbesini görünce bunalmasınlar.Evet gazoz içmelerine izin verilmeli.Bir de trafik sıkışıktı arabanın içinde piştik demesinler.Belediye elma ağacının altına gömülmeme engel olacağına asıl bunlara engel olsun.Yakalarını gevşetip mendilleriyle boyunlarını silmesinler.Soğuk bir günde ölürsem de kimse gelmeyecek.Bir kaç kişi bulunacak cenazede.Işık ailesinin kaderi ; gürültüye gelmek.Soğuktan kimse gözünü açamayacak;gözyaşları donup kalacak yanaklarında.Baharda ölmek istiyorum.

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...