Babamla öğretmenim arasındaki tartışmalar,kültürle olan ilk temasımın zevkli hatıralarıdır.Benim aracılığımla yapılan ve tartışmacıların pek farkına varmadıkları bu konuşmalar benim için sinsi bir keyifti.İlk gün koşa koşa eve gelmiş ve hemen babama yetiştirmiştim:
'Baba,sen yanlış biliyormuşsun.öğretmenimiz söyledi:biz mektebe değil okula gidiyormuşuz'.
'Babam,okuduğu gazeteden başını kaldırdı,yorgun ve ilgisiz nazarlarla baktı yüzüme: 'Dur bakalım hele' dedi.Babamın ,sonradan daha iyi farkettiğim karakterinin eşsiz bir özetiydi bu cümle: 'Dur bakalım hele'.Hem kendi durur,hem de herkesi durdururdu bu cümleyle.Benim hızımı,annemin hırçın ve telaşlı atılmalarını hep bu amansız cümlesiyle keserdi: 'Dur bakalım hele'.Dünya tefekkür tarihine 'durbakalımhelecilik' geçmezse,babama yapılmış en büyük haksızlık olacaktır bu.Ben de belki biraz bu felsefenin tesiriyle böyle olmuşumdur
Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
“Onu şimdi size getireceğim albayım. “Dur oğlum nereye gidiyorsun?” diye telaşlandı Hüsamettin bey.“ Albayla çok tanışmak istiyorum, diye tu...
-
KİTAPLIĞIN ÖNÜNDE ... Hiçbir kitaplığın hiçbir ömre yetmediğini ben de görüyordum tabii. İnsanlar aldıkları kitapların hepsini okumayacaklar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder