Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
29 Şubat 2016 Pazartesi
Bir kadın... rahmetlinin
varislerinden. Uzak bir ülkede, kimsenin tanımadığı bir çocuğu
olması gibi. Vasiyetname açılacak. Herkes toplanmış.
Avukat elini zarfa uzatıyor. Odayı derin bir sessizlik kaplamış.
Kimse başını kaldıramıyor. İşte tam bu sırada, kapamayı
unuttukları kapı, yavaşça açılıyor. İçeriye bir genç giriyor.
Bütün gözler ona çevriliyor. Kim bu? Nereden gelmiş? Oğlu,
onun oğlu! Karışıklık. Her kafadan bir ses çıkıyor. Hakkı
yok, tanımıyoruz, meşru varisleri var, vasiyetname var ortada,
hiç bahsetmiyor ondan, biz yanındaydık, yakınındaydık,
bilirdik, bilmeliydik. O hiç konuşmuyor. İri gözlerini açmış
bakıyor. Beni bulamadığı iyi oldu. Onu hiç tanımamış olduğum için, kim bilir ne kadar utanacaktım. Nasıl bir kadın
acaba? Güzel mi, akıllı mı? Ne önemi var? Ona ait değil mi?
Onun bir parçası değil mi? Bütün parçalar bir araya gelince
acaba resim tamamlanacak mı? Parçalar... nerede parçalar?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
Bütün hayatım ayıklamakla geçti, gene de bitiremedim süprüntüleri atmayı. Bankanın çirkin defterini buldum. Allahtan kimse görmüyordu yaptık...
-
“Onu şimdi size getireceğim albayım. “Dur oğlum nereye gidiyorsun?” diye telaşlandı Hüsamettin bey.“ Albayla çok tanışmak istiyorum, diye tu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder