5 Ağustos 2015 Çarşamba

Geriye, sandalyeye döndü. Herhalde çok geç kalmış olmalıydı. Hemen gömleğinin yakasını ve kol düğmelerini çözdü. Büyük bir torbayı çıkardı başından. (Yarabbi! Ne kadar çok şey giymişti üstüste.) Kısa bir süre bu çuvalın karanlığında kaldı. Sonra, yerdeki yığının yanma bıraktı onları. Çekingen adımlarla yatağa yürüdü. (Önce yanına yatmalıydı tabii. Aceleciliğinden utandı.) Bilge ona yer verdi. Neredeyse teşekkür edecekti Bilge'ye. (Here I come desene. Şimdi olmaz.) Kararsız kollarıyla ona sarıldı. Bilge ne kadar değişik kokuyordu. Tam çıplak olmadığını hatırladı birdenbire: Saatini çıkardı. Sonra bir süre kendini unuttu. Kendisiyle birlikte, kafasında daha önce yaşamış olduğu birçok Bilge'yi de unuttu

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...