12 Ağustos 2015 Çarşamba

Annesinin oturduğu koltukta sanki kocaman bir delik vardı artık.Sanki bir duvar yıkılmıştı.Gerisinde bu büyük ve karanlık ve ürkütücü boşluğun bulunduğu bir duvar.Bu duvar korumuştu onu yıllarca karanlıktan .Artık bir şey görmek mümkün değildi.Artık onu kimse anlamayacaktı.Artık onunla rahatça alay edeceklerdi.Artık ona daha kolay saldırabileceklerdi.Artık onu ezip geçebileceklerdi. Artık onun başına gelen haksızlıklara sessizce karşı çıkan tek varlık yok olup gittiği için (bunu düşünmek ne kadar günah da olsa evet yok olup gittiği için ) onu dinleyemeyeceklerdi.Kelimeleri bulmakta zorluk çektiği zaman içlerinden istihzayla gülümseyeceklerdi. Hem küçümseyeceklerdi hem acıyacaklardı artık.Zavallı kız diyeceklerdi; bir yandan da onun yanından kaçmak ,onunla birlikte olmamak için can atacaklardı.Hayır önce acıyacaklardı ve bu acımaları yüzünden onun daha küçülmesini daha zavallılaşmasını bekleyeceklerdi.Çünkü şiddeti artmayan bir zavallıktan çabuk uslanılırdı; böyle bir insanın sağladığı heyecan kısa bir süre sonra sönerdi.İnsan kendisine acındıkça alçalmalıydı.Üstelik Sevgi'nin  bir de başını dik tutmaya çalıştığını, küçük boyuna bakmadan ,uzun boylu normal bir insan gibi yükselmeye çalıştığını görünce ,omuzlarını silkerek uzaklaşacaklardı.

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...