27 Mart 2008 Perşembe

''Nurhayat Hanım ,sana Bilge'yi tanıştırayım''.Dul kadın ellerini elbisesinin arkasına sildi.''Kendisi senin anlayacağın ,sözlüm gibi birşey''.Bilge'ye döndü.''Bilge, Nurhayat Hanıma gülümser misin?''Bilge gülümsedi.''Tamam albayım ,artık ne istersem yapar.''Durdu:''Sonra da burnumdan getirir.''Dul kadın ''Biz onun tuhaflıklarına alıştık efendim.'' diyerek özür diler gibi ellerini oğuşturdu.''Bilge de alışıktır ama ,daha entellektüelce olanlarına.''Nurhayat Hanım .''Efendim'' dedi.''Bilge ,başka bir ülkeden geldiği için ,ben kendisiyle yabancı dil konuşurum Nurhayat Hanım kendisi aslen İngilizdir.'' Saçmalama diye gülümsedi Bilge.''Kızma canım ,ben herkesle kendi diline göre konuşmasını bilirim.Bak şimdi.''Dul kadına döndü'' Eh Nurhayat Hanım nasılsınız ,iyi misiniz bakalım ha? Kadının sırtına vurdu:''Çocuklar nasıl?Büyüyorlar mı?''Bilge'ye döndü.''İyi kadındır albayım!Biraz tedirgin bir durumda oturan albay .''Ne var ''dedi.''Ben fakir bir işçi ailesinden geldiğim için ,aslında Bilge'nin sınıfına karşıyım.Bütün anlaşmazlığımızdan bundan ileri geliyor''

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...