27 Eylül 2007 Perşembe

Açılmamış paketler....


''Açılmamış paketler.''

Birdenbire düşündüm ki ilişkilerimizin tarihinde ne kadar çok açılmamış paket var.Ne çok kırgınlık ,küskünlük ,alınganlık saklı kalmış ; ne çok şey askıya alınmış ertelenmiş ;zamanın tavsattığı şeyler , zamanın çözdüğü şeyler sanılmış.Biz bir avuç insan bunca sözcük ,terim ,kavram bilirken daha birbirimizle konuşmayı beceremiyorduk.Kimse kimseyle konuşmuyordu aslında.Sahiden konuşmuyordu.Kırgınlıklarını,alınganlıklarını ,öfkelerini konuşmuyordu.Durum kurtarılıyordu,geçiştiriliyordu,erteleniyordu,üzerinde durulmuyordu,gülümseniyordu.Uzaklara doğru ve zamana gülümseniyordu.Esprilerin,ince uçlu şakaların ve sitemlerin arasında kaybolup gidiyordu sahiciliğin derin dertleri .Bir çok gizli sorun ,saklı söz açılmamış paketler olarak ortada dururken görmezden geliniyor,cami avlusuna terk edilir gibi zamana bırakılıyordu.Paketler ordan oraya yer değiştirip ,sürünüp duruyor,dipte duran sorunlar ise hiç değişmiyor,hatta zamanın ekledikleriyle giderek bombalı paketler haline gelerek ,günün birinde sıradan bir tartışmada yada çabucak onarılabilecek bir kırgınlıkta,taraflardan birinin ayağının takıldığında onca yılı birden havaya uçuruyordu.Geri dönüşsüz derin yaralanmalarla ,dostluklar ,arkadaşlıklar bitiyor,anılar kirleniyor,yaşanmış her şeyin derin bir kederle anımsanmasına yol açacak kadar öldürülmüş bir maziye gömülüyordu.Gelinmiş bir yer olarak , sahici yol ayrımlarında yaşanan ayrılıkların yanı sıra ,ayrılığı hiç haketmemiş nice dostluk ,nice beraberlik , bu çeşit acemi hoyrat kullanımlar sonucu layık olmadıkları bir biçimde sona eriyordu.Bir yaştan sonra derin ve sağlam dostluklar kurulamıyor,eskilerde elde tutulamayacak kadar hırpalanıp gidiyordu.Yalnızlık asıl anlamına o zaman kavuşuyordu işte.

Galiba bizler birbirimize merhametimizi yitirmiştik.

Hiç yorum yok:

 Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...