“Beni affedin efendim. Bir yanlış anlama da olabilir ama, beni siz mi çağırdınız? Bana siz mi ‘Gel’ dediniz?”
Eflatun’u tepeden tırnağa süzen şeyh ona şu cevabı verdi:
“Biz insanlara ‘Gel’ diyenleriz. Doğru yere geldin.”
Sevince kapılan Eflatun, kendisine gülümseyen şeyhe şu soruyu sordu:
“Peki niye beni çağırdınız? Bir emriniz, bir ihtiyacınız mı var?”
Gözlerinin içi gülen şeyh, usül gereği, kalkmadan önce yeri öptü ve “Evet,” dedi. “Senin temiz kalbine ihtiyacımız var. Bazıları var ki buraya gelir ve huzur bulur, yine bazıları var ki buraya gelir ve bizler onda huzuru buluruz.”
Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
7 Temmuz 2016 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bakkala gidiyordum. Sevgi’yle benim bakkalıma mı? Yoksa bakkal Rıza’ya mı? Bakkallar da hep birbirlerine benzerler. Ne yapıyorsun? dedi Sev...
-
Yalnızlığa dayanmanın en öne mli şartı, her şey e kar şı hazırlık lı bulunmaktır. Gene de telefon birdenbire çaldı ve ben şaşırdım. Bek...
-
'' Kötülüğe karşı direnmeyeceksin'' sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum.İnsana gerçek hürriyeti bu '' direnmek ...
-
Günseli derdi beni on sekiz yaşında tanısaydın hayır tanımasaydın hiç istemiyorum o günlere dönmeyi derdi aptallıklarıma beceriksizlikleri...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder