Eşyanın sürekliliğinden çekiniyorum. Bu sürekliliğin kendisine bulaşmasından
korkuyordu. Yaklaş onlara, dokunmaya çalış. Onlarla uyuşmaya çalış. Hayır, kaybolurum
sonra, eşyanın içine düşerim. Bilge de onların arasında. Bilge'ye ulaşmak için, onların
arasından geçmek zorundasın. Olmaz, ben yalnız Bilge'yi istiyorum. Bilge her yere kök
salmış, ayıramazsın Bilge'yi onlardan, sonra çok acı duyar. Bilge beni dinliyor. O başka.
Yüzünde, ilgiye benzer bir şeyler var. Senin gibi değil Bilge: Eşyayı ve seni birlikte
seviyor. Fakat ben eşya gibi olamam. Eşyanın belirli kuralları var: Ne zaman ne yapacağı
belli. Ben, istesem de, bunu beceremem. Böyle olduğumu Bilge'ye anlatsam mı? Sakın ha.
Ya anlarsa? Deli misin? Eşya, seni ele verecek değil ya. Ya sorarsa? O kadar biliyorsun.
Nasıl biliyorum? Biliyorsun işte: Devetabanı ne renk? Neresi? Yaprakları canım. Yeşil.
Gördün mü? Sen, kaldığın yerden devam et sözlerine. Bu duraklamanın neden olduğunu
anlamadı, değil mi? Duraklama bile olmadı. Sen konuş.
156
Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
20 Temmuz 2015 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
“Onu şimdi size getireceğim albayım. “Dur oğlum nereye gidiyorsun?” diye telaşlandı Hüsamettin bey.“ Albayla çok tanışmak istiyorum, diye tu...
-
KİTAPLIĞIN ÖNÜNDE ... Hiçbir kitaplığın hiçbir ömre yetmediğini ben de görüyordum tabii. İnsanlar aldıkları kitapların hepsini okumayacaklar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder