Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
28 Temmuz 2015 Salı
"Böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu. Dünyanın bütün kızılderilileri yenilir, Spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım ağladıkça Sadri'ye kıl kapar, gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kisinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine."
20 Temmuz 2015 Pazartesi
Eşyanın sürekliliğinden çekiniyorum. Bu sürekliliğin kendisine bulaşmasından
korkuyordu. Yaklaş onlara, dokunmaya çalış. Onlarla uyuşmaya çalış. Hayır, kaybolurum
sonra, eşyanın içine düşerim. Bilge de onların arasında. Bilge'ye ulaşmak için, onların
arasından geçmek zorundasın. Olmaz, ben yalnız Bilge'yi istiyorum. Bilge her yere kök
salmış, ayıramazsın Bilge'yi onlardan, sonra çok acı duyar. Bilge beni dinliyor. O başka.
Yüzünde, ilgiye benzer bir şeyler var. Senin gibi değil Bilge: Eşyayı ve seni birlikte
seviyor. Fakat ben eşya gibi olamam. Eşyanın belirli kuralları var: Ne zaman ne yapacağı
belli. Ben, istesem de, bunu beceremem. Böyle olduğumu Bilge'ye anlatsam mı? Sakın ha.
Ya anlarsa? Deli misin? Eşya, seni ele verecek değil ya. Ya sorarsa? O kadar biliyorsun.
Nasıl biliyorum? Biliyorsun işte: Devetabanı ne renk? Neresi? Yaprakları canım. Yeşil.
Gördün mü? Sen, kaldığın yerden devam et sözlerine. Bu duraklamanın neden olduğunu
anlamadı, değil mi? Duraklama bile olmadı. Sen konuş.
156
156
17 Temmuz 2015 Cuma
Hikmet Ağabeyin, bilmem neden, Bakkal Rıza ile konuşurken çok seviniyor: Ondan, bir adam
yapacakmış yeni baştan. Bakkal Rıza, ona, hocam diyor. Karısı da bilmiş bilmiş susup
oturuyor. Bana sorarsan, benden fazla anladığı yoktur. Ben bile, bahçıvancı yerine bahçıvan
demesini öğrendim iki haftada. Bu kadın da, bakkal karışıyım diye kurulur; başım ağrıdı bu
sohbetten diye yakınır. Ona aldırmıyorlar elbette. Bazen çırak Süleyman da geliyor.
Ellerini mavi önlüğünün içine saklar hep, fakir. Ceketi yoktur. Dükkân dükkân kokuyorsun,
denir ona. Patronu konuşurken, Süleyman hep başka tarafa bakar.
Korkunç bir rüya gördüm. Nasıldı? Aklımı
toparlamalıyım. Kâmil Bey, Naciye Hanımın kocası olamaz mı? Neden olmasın? Aynı evde
ben de yatıyordum. Birden şiddetli bir korkuyla sarsıldı, kendine geldi. Çevresine baktı:
Gecekondu. Hüsamettin Bey üst katta oturuyor. (Doğru mu? Evet.) Kâmil Bey uzakta kaldı,
adını hatırlayamadığım banliyöde. Naciye Hanımın kocası değildi, Fatma Hanımın kocasıydı.
Bu evde yalnızım, kendi evimdeyim. (Sümüklüböcek! Hayır, yıllarca önceydi.) Gecekonduda
değil miyim? Pencereye baktı: Gerçek bir pencere, gerçek karanlık, yarı karanlık. Elini
bacağına bastırdı. (Acıyor. Gerçekten uyandım.) Karanlıkta bir süre kımıldamadan yattı.
İçindeki korku boşluğu küçülmüş, karnına yerleşmişti. Ellerini karnının üstüne koydu: Bir
şeyler yemeliyim, bu boşluğu ortadan kaldırmalıyım. Buzdolabına gitsem... Kafasında
yaptığı mutfak yolculuğunu yarıda kesti: Buzdolabı yok. Yatağın yanındaki komodine baktı:
Üstü çekmeceli, altı kapaklı bir dolap. Gece lambası. Işığı yaktı. Dolabın kapağı içine
çökmüş. Otel gibi... otel gibi. Komodinin üstünde bir bardak vardı. Bardaktaki kabarcıklı
sudan bir yudum içti, ılık ve acı suyu beğenmedi. Evliliğin serinliğini kaybettim. Naciye
Hanımın ağzında bıraktığı acılık duruyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bakkala gidiyordum. Sevgi’yle benim bakkalıma mı? Yoksa bakkal Rıza’ya mı? Bakkallar da hep birbirlerine benzerler. Ne yapıyorsun? dedi Sev...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
Nasıl bu duruma geldik Selim? Bir arada olmanın kaçınılmazlığından başka bir neden yok muydu bizi yaklaştıran ? Aramızdaki boşluğu nasıl do...
-
'' Kötülüğe karşı direnmeyeceksin'' sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum.İnsana gerçek hürriyeti bu '' direnmek ...