Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
29 Haziran 2015 Pazartesi
Biri ona gülümsüyordu: Kayınpederi!
Tabağını uzatıyordu; karanlıkta iyi seçilmiyordu yemekler. Başının döndüğünü hissetmişti
birden; sandalyeden yere düşeceğini sanmıştı. Dayanmalısın Hikmet, diye direnmişti
içinden. Sen damatsın! Damat! Damat! Gelin var, kaynana var, sahte ya da gerçek baldızlar
var. Ne diyorlardı? Çevremde pervane olmak gibi bir şey. Küçük kanatlar takmışlar;
ellerinizde meze dolu tabaklar, tepemde uçuşuyorlar. Bırakın tabakları, beni tutun: Damat
düşüyor. Rezalet! Hayır düşmedim; bana öyle geldi. Bir çınlama! Elimde bir bardak
tutuyormuşum ve kayınpeder, kadehini bütün hızıyla vurmuş benim bardağıma. Gülüyorlar.
Kaldır bardağını. Hâlim yok. Mış gibi yap. Bütün yiyecekler karanlık; yalnız, baldızlar
parlıyor... yuvarlak baldızlar... Büyük bir kaşık, tabaklardan birinin içine yavaşça gömüldü.
Sana bakıyorlar; tabağını uzat baldızlara. Bayılmadım değil mi? Hayır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bakkala gidiyordum. Sevgi’yle benim bakkalıma mı? Yoksa bakkal Rıza’ya mı? Bakkallar da hep birbirlerine benzerler. Ne yapıyorsun? dedi Sev...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
Nasıl bu duruma geldik Selim? Bir arada olmanın kaçınılmazlığından başka bir neden yok muydu bizi yaklaştıran ? Aramızdaki boşluğu nasıl do...
-
'' Kötülüğe karşı direnmeyeceksin'' sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum.İnsana gerçek hürriyeti bu '' direnmek ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder