"..Büyük bir ansiklopedi olmalı: Yüzlerce ciltlik bir eser, ucsuz bucaksız bir yazı dizisi. Her sehirde, belirli merkezlerde bir bina, bu kitaplara ayrılmıs sadece. O zaman kimse delirmezdi. Bir hareketi mi unuttun, ne kadar basit olursa olsun, kitabin bir yerinde var. Pijama: pijama altı,pijama çıkarma,pijama katlama ,pijama üstü... Böyle küçük bir konu icin bile, insanin aklina butun ayrıntılar bir anda gelmez. Böyle bir kitaplığın varlığını bilmek -kullanılmasa bile- insanin icini rahatlatir. bütün zaman boslukları, bütün takılmalar önlenir. Ansiklopedinin tanımları arasında hiç boşluk yoktur. Mesela ben, pijama üstünü katlamayı kesinlikle bilmem. Pijama üstünün kollari geriye dogru mu cekilir? Ya da ceplerin hizasına gelmek üzere iki yana mı katlanır? Bu soruları da Bilge ile konusamam ya. İnsan bir kadını severse, ona her seyi sorar ya, neyse. Milyonlarca insan bu isi yanlış öğrenmiştir. Her sey, her şey bulunmalı bu kitapta.."
Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
26 Aralık 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiçbir şey istemiyorum. Münir Nurettin Selçuk istiyorum: Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Hedda Gabler’in en sevdiği şarkı bu. Hiç ...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
KİTAPLIĞIN ÖNÜNDE ... Hiçbir kitaplığın hiçbir ömre yetmediğini ben de görüyordum tabii. İnsanlar aldıkları kitapların hepsini okumayacaklar...
-
“Onu şimdi size getireceğim albayım. “Dur oğlum nereye gidiyorsun?” diye telaşlandı Hüsamettin bey.“ Albayla çok tanışmak istiyorum, diye tu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder