Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
4 Aralık 2015 Cuma
Okuduğum şeylere ya da tabiatı sevenlerden duyduğuma göre,günlük yaşantının akışı içinde sevmek gerekiyordu tabiatı.Son günlerdeki yaşantım içinde bu akışı sağlamak da oldukça zordu.Tabiattan payıma düşen çok az şey kalmıştı.Ömrümü eşya ile geçiriyordum.Eşyayı da sevmiyordum galiba.Daha doğrusu ,eşyayı insanlarla bir tutuyordum,ikisiyle de aramda yalnız benim bildiğim ve başkalarına açıklanması güç meseleler vardı.
Evet gökyüzüne bakmıştım, yuvarlak ve parlak ve ışıklı bir daireden başka bir şeye benzemeyen aya bakmıştım ve ne kadar güzel ,tıpkı öğretildiği gibi güzel anlatıldığı gibi güzel demiştim sonra;başımı aşağı doğru hareket ettirerek ,denizde ayın ışıltılı çizgilerini aramıştım.Ne acıklı bir maceraydı bu .Belki de değildi;belki de bunun acıklı bir macera olduğunu da bir yerden öğrenmiştim,bir yerde okumuştum...
Sonra evin yolunda buldum kendimi.Köpeklerin yanından biraz tedirginlikle geçtim.Nedense başlarını bile çevirip bakmadılar bana ; belki de kedilerle ,çöp tenekeleriyle meşgul oldukları için.Belki de dün gece bir yanlışlık oldu.Gergin oldukları bir sırada geçtim oradan .Belki kimi görselerdi havlayacaklardı.
Bana bir zamanlar , gel şu üniversiteye gir demişti;asistan olursun.Hayır, ben zengin olacaktım;kendi başıma yaratamadığım heyecan havasını ,parayla satın alacaktım.Şimdi onun arabası var,katı var bir insanın daha başka neyi olabilir?Ben otobüse biniyorum ;yüksek düşüncelerimi anlayamayacak kimselerle yolculuk ediyorum,yüzlerine bakıyorum ;hayır anlamıyorlar .
2 Aralık 2015 Çarşamba
1 Aralık 2015 Salı
Beni kötü sonuçların beklediğini kuruyordum kafamda.Daha doğrusu ben kurmuyordum;kafamda kurulu bir makine vardı ve bu makine durmadan ,ara vermeden düşünceler izlenimler sıralıyordu.Bu makinenin idaresi benim elimde olsaydı ,yalnız istediğim şeyleri ,istediğim sırada düşünebilseydim neler başarmış olacaktım.
Balkonun üstünü kapattık,camekan yaptırdık.Hiç yoktan bir oda kazandık.Mutfağın yanındaki balkonda duran tenekeleri buraya taşıdık.Gaz bidonunu da şuraya taşıdık.Şu girintiye de bir dolap yaptırdım.Yatak odasında sandıkta duran eşyayı koyuyoruz içine.O sandığın yerine de oturma odasındaki çalışma masamı koydum.Salon ferahladı.
Kimden ne zaman öğrendiler bu kadar bilgiyi?Bazısı sigara içiyor, öyle olur olmaz bir marka değil,kendi istediği sigaradan içiyor.Bazıları da yok uzundur diye ,bir sürü gazete ,dergi alıyor otobüse binmeden önce.Gazete satanlar biliyorlar onların ne çeşit dergileri istediklerini;hemen koltuklarının altındaki yığından ,kılıç çeker gibi çıkarıveriyorlar.Sen o dergilerin daha adını bile duymamışsın ,şöyle ikiye katlayıp uzatıyorlar bir anda.Zehirlenmeden sigara içmek için ağızlıklar,saymak için tespihler satıyorlar;çakmağını dolduruyorlar,içine taş koyuyorlar.İhtiyaç sahipleri ve onlara ihtiyaçlarını temin için didinenler.Bu işler ne kadar uzak geliyor bize.Aralarındaki gizli bağı göremiyoruz.Sen tam ,bu adam elindeki eşyayı kime satar diye düşünmeye başlarken birden başka biri adam,beklenmedik bir adam elini kaldırıyor,ver bakalım bir tane diyor.Yağmurlu havalarda ayakkabı boyacıları vapura binmiyor;herkes işini biliyor bizden başka.Ben bütün insanlara hayranım Olric.Bütün satıcılar biletçi yanlarından geçerken gülümsemek gerektiğini ve arkasından nasıl küfredileceğini biliyor.Biletçi de işini biliyor;atarım sandığınızı denize bir daha görürsem diyor.Nasılsın arkadaş bir sigara ister misin? demiyor mesela.Benim yanımdan geçerken de saygılı bir tavır takınıyor.İçlerinden bir tanesi bile görevini şaşırsa kim bilir ne karışıklık çıkar.Vapur altüst olur .Hepimiz denize dökülürüz.
Perdeleri kapadı:Bu Turgut'un göreviydi.Işık yanarken pencereye ancak erkek yanaşabilir yatak odasında.Buradaki adetlere bir türlü alışamadım Olric.Bana öyle geliyor ki bizim soğuk ülkemizde,insanlar arasında , bu kadar sık ortaya çıkmasa da ,bu kadar çok sözü edilmese de ,bu kadar yerli yersiz bahsedilmese de ,daha başka türlü ,daha başka anlamı olan sıcaklık vardır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bakkala gidiyordum. Sevgi’yle benim bakkalıma mı? Yoksa bakkal Rıza’ya mı? Bakkallar da hep birbirlerine benzerler. Ne yapıyorsun? dedi Sev...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
Nasıl bu duruma geldik Selim? Bir arada olmanın kaçınılmazlığından başka bir neden yok muydu bizi yaklaştıran ? Aramızdaki boşluğu nasıl do...
-
'' Kötülüğe karşı direnmeyeceksin'' sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum.İnsana gerçek hürriyeti bu '' direnmek ...