Aman elini unutma, elinden bir kaza çıkmasın. Bir de ne olur, kelimelere dikkat et, yalvarırım kelimeleri unutma!
30 Kasım 2015 Pazartesi
Olur şey değil!Hüsnü Beyle Mürvet Hanımın biricik oğlu ,modern mimarlığın en üstün yapıtlarından sayılan küçük burjuva tapınağının sayısız cilalı tuğlalarından biri ,bir karı ve iki çocuğun sorumlu saymanı ,KayalıMehmetliHulkiBeylikapıcılıbakkallıarabalı karmaşık ağın ana düğümü Turgut Özben parkta paranızı paranız kadar arttıran bir bankanın adını üzerine dağladığı bir bankın üzerine oturmuş düşünüyor.
Ben de hepinizden farklı bir solucandım, kim bilir?Şimdi yarısı ezilmiş ,yerde yattığı için belli olmuyor.Diğer yarısını yerden kaldırmak için çırpınan Günseli'yi bile acıklı gözlerle seyredemiyor.Gözleri ezilen yarısında kaldı da ondan.Anlayışı da o yarıda kaldı;bütün ümitleri,yaşama isteği de ,mühendislik diploması da ,iyi durum kağıdı da,çiçek aşısı kağıdı da ,altı tane vesikalık resmi de ,İsa sevgisi de ,bilmem nesi de ,yaratma hırsı da ,bir türlü atamadığı değersiz evrakı da ,Günseli'yi okşamak isteyen elleri ,ona dokunmak isteyen dersi de hep ezilen yarısında kaldı.Bu yarısında sadece ölüm acılığı kaldı.Bu nedenle şimdiye kadar söylediklemizi kısaca özetlemek gerekirse ,mezar taşına şöyle yazılması uygun düşer.(Yazı kabartma olmasın;uzaktan dikkati çeker)Şarkısı yarıda kaldı ,aklı da karıda kaldı.Sebep olanların gözü kör olsun.
27 Kasım 2015 Cuma
...şehrin üstüne çirkinlik yığınları çökmüştü.İçinde herkesin küçük bir payı olan çirkinlikler.Mimarıyla,mühendisiyle ,ressamıyla ,yazarıyla bütün aydınların ,rahatsız olmadan bir köşesinde yer almaya çalıştığı ,bir köşesine tutunmak için uğraştığı çirkinlikler.Her çeşit aydınıyla ,yarı aydınıyla,okumuşuyla ,kendini yetiştirmişiyle , korkağıyla, gerçek mücadeleciyle,bu çirkin taş beton mozaik ve hepsinin üstünde sarı badana çatı katlarına tutunmaya çalışan şekilsiz kalabalık.....
Belirsiz bir rahatsızlık duygusu içinde yüzdüğünü seziyordu;silik bir huzursuzluk.Bazen , bir filmi seyrederken ,gazetede bir havadisi okurken,birden ürperiyor gözleri dalıyordu.Daha çok üzücü bir haber,acınacak bir insan gördüğü zaman bu duygular canlanıyordu.Sonra sarsılan hafıza düzeliyor yumuşak ve tek düzenli görüntülerle beslenerek sakinleşiyordu.
Matematik imtihanından önce de böyle olmuştum.Asistan soruları yazdırdı.Hiçbirini bilmiyormuşum gibi geldi bana .Sanki önceden hiç duymamışım.Kağıda öyle bakıyorum..Nereden başlayacağımı bilmiyorum;tereddütler içindeyim.Kimse de yardım etmiyor.Asistan başıma dikildi.Benden iki satır bilmenin gururu içinde.Oysa Gauss'un yanında benim gibi o da bir hiç.Farkında değil...
26 Kasım 2015 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bakkala gidiyordum. Sevgi’yle benim bakkalıma mı? Yoksa bakkal Rıza’ya mı? Bakkallar da hep birbirlerine benzerler. Ne yapıyorsun? dedi Sev...
-
Size bu akşamı hazırladım ayıp mı oldu dersiniz şu küçük yağmuru kirpiklerinizde parlayan iki üç ağaç buldum getirdim / ıhlamur ağaçları ...
-
Nasıl bu duruma geldik Selim? Bir arada olmanın kaçınılmazlığından başka bir neden yok muydu bizi yaklaştıran ? Aramızdaki boşluğu nasıl do...
-
'' Kötülüğe karşı direnmeyeceksin'' sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum.İnsana gerçek hürriyeti bu '' direnmek ...